top of page

HİZMETLERİMİZ

TİCARET HUKUKU

Ticaret Hukuku Nedir?

Ticaret Hukuku, ticari işletmelerin faaliyetlerini düzenleyen ve gerçek ya da tüzel kişiler arasındaki ticari ilişkileri yöneten geniş kapsamlı bir hukuk dalıdır. Bu hukuk dalı, şirketlerin ve ticari işletmelerin kuruluşundan, yapılanma ve çalışma şekilleri başta olmak üzere kıymetli evrak, taşıma hukuku, sigorta hukuku, haksız rekabet ve cari hesap ilişkileri gibi ticari hayatın temel taşlarını oluşturan alanlarda da kapsamlı düzenlemeler sağlar.

Gelişen ve küreselleşen ekonomik yapı, ticari işletmelerin sayısının ve işlem hacimlerinin hızla artmasına yol açarken, hukuki riskler de aynı oranda artmaktadır. Ticari işlemler ve borç ilişkilerinin karmaşık yapısı, neredeyse her yıl değişen mevzuat ve regülasyonlarla daha da zorlayıcı hale gelmektedir. Ticari işletmeler, iş dünyasının yoğun ve dinamik temposunda faaliyetlerini sürdürürken, aynı zamanda sürekli değişen hukuki süreçlere de ayak uydurmak zorundadır.

Ticari işletmelerin, önleyici ve giderici avukatlık hizmetleri kapsamında hukuki danışmanlık desteği alması, ticari faaliyetlerini olası hukuki riskleri en aza indirerek sürdürmeleri açısından büyük önem taşımaktadır.

İŞ HUKUKU

İş Hukuku Nedir?

İş hukuku, işçi ile işveren arasındaki ilişkileri düzenleyen, çalışma koşullarını belirleyen ve hakları koruyan geniş kapsamlı bir hukuk dalıdır. Bu alan, iş sözleşmelerinin kurulmasından iş sağlığı ve güvenliğine, ücret düzenlemelerinden işçi haklarının korunmasına kadar birçok önemli konuyu kapsamaktadır. İş hukukuna ilişkin düzenlemeler, 4857 sayılı İş Kanunu’nda yer almaktadır.

 

İşletmeler, sürekli değişen iş yasalarına ve regülasyonlarına uyum sağlamakta zorlanırken, hukuki danışmanlık desteği almak, olası uyuşmazlıkların önlenmesine ve iş ilişkilerinin sağlıklı bir şekilde sürdürülmesine yardımcı olur. Aynı şekilde, işçilerin de haklarını korumak ve iş yerindeki sorunlarını çözmek için profesyonel hukuki destek alması gerekmektedir. İş hukuku alanındaki uzman avukatlardan alınacak destek, hem iş güvenliğini artıracak hem de iş ilişkilerini düzenli bir şekilde sürdürmek için gerekli hukuki temeli sağlayacaktır.

İDARE HUKUKU

İdare en kısa tanımıyla kamu kurum ve kuruluşlarının genel ismidir. Bu kapsamda Devletin tüm birimleri, bakanlıklar, belediyeler, üniversiteler, Devlet hastaneleri, Devlet okulları ve diğer kamu kurum ve kuruluşları idare olarak nitelendirilebilecektir.

İdare Hukuku, kamu otoritesi ve idare karşısında, bireylerin hukuk ilkeleri çerçevesinde korunması zorunluluğu kapsamında yapılan düzenlemelerin bütününü ifade etmektedir. Öyle ki idare hukuku, idarenin işlem ve eylemlerinin sınırlarını belirler. İdarenin bu sınırların dışına çıkması ya da yasaların öngörmediği bir şekilde davranması halinde, kişilere karşı olan sorumluluğu ve uygulanacak olan yaptırımlar idare hukukunun konusunu oluşturmaktadır.İdare, kanunlara bağlı kalmak ve hukukun genel ilkelerine uygun şekilde hareket etmekle yükümlüdür. Bununla birlikte uygulamada vatandaşın mağduriyetine sebebiyet veren hukuka aykırı idari işlem ve eylemlere sıklıkla rastlanmaktadır.

İdare Hukuku Kapsamında İdari Yargıda Görülen Davalar Nelerdir?

 

İdare Hukukundan kaynaklanan ve idari yargıda görülen davalar üçe ayrılmaktadır. Bunlar;

İptal Davaları

Tam Yargı Davaları

İdari Sözleşmeden Kaynaklanan Davalar​

olup idare hukuku alanında uzman avukatlar tarafından yürütülmeleri hak kayıplarının önüne geçmek adına önem arz etmektedir. İdare hukuku alanında çalışmalar yapan avukatlar genel itibariyle idare hukuku avukatı yada idari yargı avukatı olarak tanımlanmaktadır.

GAYRİMENKUL HUKUKU

Duru Hukuk Bürosunun temel ilgi alanlarından biri olan “gayrimenkul Hukuku” toplumun hemen her kesimini yakından ilgilendiren bir hukuk dalıdır. Gayrimenkul hukuku alanında ortaya çıkan uyuşmazlıkların, taraflar arasında çözülemeyip yargıya taşınması durumunda; hukuki destek alınması son derece önemlidir. Gayrimenkul alanında yaşanan uyuşmazlıklar mahkemeye taşındığında; taraflar yüksek mahkeme giderleri ve ücret ödemeleriyle karşılaşıp, hak kayıplarına uğrayabilmektedir. Bu nedenle, gayrimenkul hukuk davalarında azami işlem güvenliği açısından, gayrimenkul hukuku uzmanından, hukuki destek alınarak işlem yapılması, oldukça önemlidir.Gayrimenkul Hukuku, detaylı ve karmaşık olarak ifade edilebilecek yapısıyla uzmanlık ve tecrübe gerektirmektedir.

Gayrimenkul Hukuku Nedir?

Gayrimenkul Hukuku, Medeni Hukuk’un bir parçasını teşkil eden eşya hukuku bölümleri içinde önemli bir alan olarak karşımıza çıkmakta olup; toplumun hemen her kesimini yakından ilgilendiren bir hukuk dalıdır. Gayrimenkul hukuk konuları olan ev, arsa, apartman, daire gibi taşınmazlar için düzenlenmiş olan Gayrimenkul Hukuku, detaylı ve karmaşık olarak ifade edilebilecek yapısı nedeniyle gayrimenkul hukuku uzmanı eşliğinde hukuka aykırı durumların bertaraf edilmesi amaçlanır. Gayrimenkul Hukukunun temelini oluşturan “mülkiyet hakkı” T.C. Anayasası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesince kabul edilmekte ve korunmaktadır.

MİRAS HUKUKU

Miras hukuku, gerçek kişinin ölümü veya gaipliği halinde, bu kişinin malvarlığının yani terekesinin Türk Medeni Kanununun öngördüğü şekilde, kimlere ve nasıl intikal edeceğini düzenleyen hukuk dalıdır. Murisin yani miras bırakanın, mirasçılara intikal edebilen mal varlığına tereke denir.

 

Murisin, terekesi üzerinde hiçbir tasarrufu olmaksızın, ölüm yada gaipliği halinde, hak sahipleri sadece yasal mirasçılarıdır. Ancak muris terekesi üzerinde, saklı paylı mirasçıların payları dışında ölüme bağlı tasarrufta bulunabilir. Bu durumda yasal mirasçıların yanında atanmış mirasçılarda tereke üzerinde hak sahibi olacaktır. Aile içi çekişme ve geçimsizliklerin, murisin terekesi üzerindeki tasarrufta bulunmak suretiyle, yasal mirasçıları kısmen yada tamamen tereke dışı bırakma çabasına dönüşmesi de, sıklıkla karşılaşılan uyuşmazlıkların başında gelmektedir.

AİLE HUKUKU

Aile Hukuku toplumu oluşturan bireylerin kurdukları aile birliğinin sağlıklı ve mutlu bir şekilde devamı için kurulmuştur. Kimse, kurduğu yuvanın bir gün dağıldığını görmek istemez. Aile bireyleri arasında yaşanan sürtüşmeler ve davranış bozuklukları ailenin devamını güçleştirebilir. Arzu edilmese de boşanma gündeme gelebilir. Psikolojik ve hukuki bir süreci olan boşanmanın en doğru şekilde yönetilmesi ve tarafların haklarının korunarak en başarılı şekilde sonlandırılması tüm aile bireyleri için büyük öneme sahiptir.

 

Boşanma davasının sonuçlanma süresi boşanma davasının türüne ve adliyedeki iş yoğunluğuna bağlı değişir. Anlaşmalı boşanma davası en kısa süren boşanma davası türüdür. Genellikle, birkaç duruşma sonunda mahkemece karar verilmektedir. Anlaşmalı boşanma olmayan boşanma davalarına çekişmeli boşanma davaları denir. Davacılar ve davalılar (taraflar), anlaşmalı boşanmadan farklı olarak; boşanma, boşanmanın mali sonuçları ve çocukların durumu hususlarında bir uzlaşmaya varamamış olduklarından bu davalarda hâkim daha fazla araştırma yapar ve birçok tanık dinler. Bu durum da yargılamanın uzamasına sebep olur.

 

Türk Medeni Kanununda düzenlenen aile hukukuna ilişkin uyuşmazlıkları çözmek Aile Mahkemelerinin görev alanına girer. Bu sebeple, boşanma nedeni ne olursa olsun bütün boşanma davaları Aile Mahkemelerinde açılmak zorundadır. Aile Mahkemelerinin olmadığı yerlerde Asliye Hukuk mahkemeleri de boşanma ve ayrılık davalarına bakmaya görevlidir. Boşanma, geçerli olarak kurulmuş olan bir evlenmenin, eşlerden birinin talebi üzerine, kanunda öngörülen sebep ve koşullara dayanılarak mahkeme kararıyla sona erdirilmesidir.

İCRA VE İFLAS HUKUKU

Alacağı borçlu tarafından zamanında ödenmeyen alacaklı, bu alacağını bizzat zor kullanarak elde edemez. Borcunu zamanında ve gereği gibi yerine getirmeyen borçluya karşı zorlama yani cebri icra, sadece yasalar çerçevesinde, kamu otoritesi tarafından yapılabilir.

İcra ve İflas Hukuku Nedir?

 

İcra ve İflas Hukuku konusunu; özel hukuk ilişkilerinden doğan para ve teminat alacaklarının, borçlu tarafından ödenmemesi durumunda, alacaklının talebi üzerine, kanunda belirlenmiş sınırlar çerçevesinde, kamu otoritesi ve kuvveti yardımı ile nasıl karşılanacağından almaktadır. Borcun karşılanması ancak, borçlunun taşınır ve taşınmaz mallar ile 3. Şahıslardaki hak ve alacakları üzerinden yapılabilmektedir.Ülkemizde, borcun tahsili ve ödenmesine ilişkin tüm usul ve esaslar, icra ve iflas kanunu ile düzenlenmiş olup; kanun gereğince alacağın tahsili için, icra ve iflas daireleri ile birlikte, İcra Mahkemeleri görevlendirilmiştir. İhtiyaç duyulması halinde başta polis olmak üzere, tüm kolluk kuvvetleri de İcra Müdürü’nün talebi üzerine cebri icrada görevlendirilebilirler.

VERGİ HUKUKU

Vergi Hukuku Nedir?

 

Vergi, kamu hizmetlerinde kullanılmak üzere, yasal düzenlemelere uygun ve karşılıksız olarak kamu idaresine yapılan parasal aktarım olarak tanımlanır. Vergi hukuku ise bu sürecin hukuki çerçevesini oluşturarak, vergilerin tahsilinden iptal davalarına kadar geniş bir alanı kapsamaktadır.Vergi hukuku, devlet ile vergi yükümlüleri arasındaki vergisel süreçleri inceleyen ve bu süreçlerden kaynaklanan uyuşmazlıklara çözüm üreten mali hukukun alt alanlarından biridir. Bu alan, kamu hukuku içerisinde yer almakta ve konuya ilişkin uyuşmazlıklar idari yargı alanında görev yapan vergi mahkemelerinde görülmektedir.

 

Vergi Uyuşmazlığı Nedir?

 

Vergiyi doğuran olay, vergi mükellefiyeti, tarh, tebliğ, tahsil işlemleri, ceza kesme işlemleri ve uygulamalarından ötürü, mükellefler ile alacaklı konumundaki vergi dairesi başkanlığı, Gelir İdaresi Başkanlığı veya Hazine ve Maliye Bakanlığı arasında meydana gelen uyuşmazlıklara vergi uyuşmazlığı denmektedir.Vergi uyuşmazlıklarının sona erdirilebilmesi için, idari çözüm yollarına alternatif olarak, yargısal çözüm yollarına başvurmak da mümkündür. Vergi uyuşmazlıklarının yargısal çözümü, vergi borçlusu ile vergi alacaklısı arasında vergilendirmeden doğan uyuşmazlıklara, yürürlükte bulunan hukuk kuralları çerçevesinde çözüm bulunmasıdır.

 

Vergi İncelemesi Nedir?

 

Vergi incelemesi, mükelleflerin ödemeleri gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak ve bu doğruluğu tespit etmeye yönelik gerçekleştirilen bir denetim sürecidir. Bu incelemenin temel amacı, eksik veya hatalı ödenen vergilerin tespit edilmesi ve olası vergi kayıpları veya kaçaklarının önlenmesidir.

 

Vergi İncelemesinin Süreci

 

Vergi incelemesi sürecinde, mükelleflerin beyan ettikleri gelir ve giderlerin doğruluğu titizlikle incelenir. Bu aşamada;

Beyan Kontrolü: Mükelleflerin, gerçeğe aykırı beyan verip vermediği kontrol edilir. Özellikle gelir ve gider beyanları üzerinden yapılan analizlerle, vergi kaçırma veya vergi kaçakçılığı olup olmadığı araştırılır.

Mevzuata Uygunluk: Sadece vergi kaçakçılığı değil, aynı zamanda mevzuata uygun olmayan beyanlar da dikkatle incelenir. Mükelleflerin yasaların gerektirdiği şekilde beyanname verip vermedikleri ve bu beyanların doğruluğu değerlendirilmektedir.

SÖZLEŞMELER VE BORÇLAR HUKUKU

Borçlar Hukuku

 

Borçlar hukuku, taraflar arasındaki borç ilişkilerini düzenleyen bir hukuk dalıdır. Borç, iki taraf arasında belirli bir edimin yerine getirilmesine dayanan hukuki bir ilişkidir. Borçlu, bu edimi yerine getirmekle yükümlü olan kişi olup, alacaklı ise bu edimin ifasını talep etme hakkına sahiptir. Borçlar hukuku kapsamındaki hukuki ilişkiler, 1 Temmuz 2012 tarihinde yenilerek yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ile düzenlenmektedir.

 

Türk Borçlar Kanunu, borç ve borç ilişkilerinin doğumu, hükümleri, sona ermesi, alacaklı ve borçlu temerrüdü gibi temel konuları düzenlemenin yanı sıra aynı zamanda sözleşmeler, haksız fiiller ve sebepsiz zenginleşme gibi özel borç ilişkilerini de kapsamlı bir şekilde ele alır. Bu düzenlemeler, borç ilişkilerinin çeşitli yönlerini detaylı bir biçimde ortaya koyarak, tarafların haklarını ve yükümlülüklerini netleştirir

 

Sözleşmeler Hukuku: Temel İlkeler ve Sınırlar

 

Sözleşmeler hukuku, taraflar arasında yapılan anlaşmaların geçerliliğini, ifasını ve ihlal durumlarında uygulanacak kuralları düzenleyen bir alandır. Sözleşme, en az iki tarafın hukuki sonuç doğurmak amacıyla yaptığı irade beyanlarından oluşan hukuki bir işlemdir. Sözleşmeler, taraflara hak ve yükümlülükler getirirken, aynı zamanda bu hak ve yükümlülüklerin sınırlarını belirleyerek tarafların haklarını koruma altına alır.

 

Anayasamızın 48. maddesinde yer alan sözleşme özgürlüğü kapsamında, taraflar istedikleri şekilde sözleşme düzenleyebilirler. Ancak, bu özgürlük sınırsız değildir. Sözleşme özgürlüğünün sınırları, kanunun emredici hükümlerine aykırı sözleşmelerin düzenlenememesi ile belirlenmiştir. Kişilik haklarına, ahlaka ve hukuk kurallarına aykırı konuları barındıran sözleşmeler geçersiz kabul edilir.

 

Sözleşmelere ilişkin düzenlemeler, çeşitli kanunlarda yer almaktadır. Türk Medeni Kanunu, Borçlar Kanunu, Türk Ticaret Kanunu, İş Kanunu ve Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun gibi birçok hukuki metin, sözleşmelere dair hükümler içermektedir. Sözleşmeler taraflara hak ve yükümlülükler getirdiğinden, olası hak kayıplarını önlemek adına özellikle hazırlık aşamasında konunun uzmanı bir avukattan hukuki destek almak son derece önemlidir.

TÜKETİCİ HUKUKU

Duru Hukuk Bürosu, başta tüketicinin taraf olduğu, gayrimenkul ve menkul satışları olmak üzere, Tüketicinin Korunması Hakkındaki kanun kapsamına giren tüm konu ve ihtilaflarda, uzman avukat kadrosuyla, hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermektedir.

Duru Hukuk Bürosu olarak, müvekkillerimize bu kapsamda verdiğimiz başlıca hizmetlerimiz;

 

Gayrimenkul ve menkul alım satımına ilişkin tüketici sorunlarına hukuki destek danışmanlık ve avukatlık hizmeti verilmesi,

 

Ayıplı mal ve hizmetten kaynaklı hukuki uyuşmazlıklar konusunda danışmanlık ve avukatlık hizmeti verilmesi,

 

Tüketici Mahkemeleri ve Tüketici Hakem heyetlerinde görülen uyuşmazlıklar konusunda ve avukatlık hizmeti verilmesi,

 

Tüketici şikayetlerinin diğer tüm resmi merciler nezdinde takip ve sonuçlandırılması,

BİLİŞİM HUKUKU

Bilişim Hukuku Nedir?

 

Bilişim hukuku, dijital çağın hızla gelişen dünyasında bilgi teknolojileri, internet ve dijital platformlarla ilgili hukuki düzenlemeleri kapsayan önemli bir hukuk dalıdır. Bu alan, elektronik ortamda gerçekleştirilen işlemlerden kaynaklanan hukuki ihtilafları çözme, siber suçlar ve dijital hak ihlalleri gibi konulara yönelik düzenlemeler yapar. Bilişim teknolojilerinin yaygınlaşmasıyla birlikte, bilişim hukuku da hayatımızda giderek daha büyük bir rol oynamaktadır.

 

Her ne kadar bilişim hukuku bağımsız bir hukuk dalı olarak görülmese de, medeni hukuk, ticaret hukuku, borçlar hukuku ve ceza hukuku gibi birçok hukuk alanıyla entegre bir şekilde çalışmakta, dijital dünyada yaşanan hukuki sorunların çözümünde kilit bir rol üstlenmektedir. Özellikle e-ticaret, veri güvenliği ve dijital sözleşmeler gibi konular, bilişim hukukunun ticaret ve sözleşmeler hukuku alanında önemli bir uygulama alanı haline gelmiştir.

 

Bilişim Hukukunda Özel Hukuk ve Ceza Hukuku Ayrımı

 

Bilişim hukukunda özel hukuk ve ceza hukuku alanları, farklı amaçlar ve süreçlerle işlev görür. Bu iki alanın ayrımı, dijital dünyada meydana gelen hukuki sorunların çözümünde önemli bir rol oynar. İşte bu iki alanın tanımları ve aralarındaki farklar:Özel Hukuk: Bilişim hukukunun özel hukuk kısmı, bireyler veya özel tüzel kişiler arasındaki ilişkileri düzenler. Bu alan, sözleşmeler, mülkiyet hakları, kişisel verilerin korunması ve internet üzerindeki ticari işlemler gibi konuları kapsar.

 

Özel hukuk, taraflar arasında anlaşmazlıkların çözümünde başvurulan bir mekanizmadır ve genellikle mahkemelerde veya alternatif uyuşmazlık çözüm yollarında işlem görür. Amaç, tarafların haklarını korumak ve olası zararlara karşı tazminat taleplerini düzenlemektir.

 

Ceza Hukuku: Ceza hukuku, bilişim suçlarıyla ilgili ihlalleri ve bu ihlallerin yaptırımlarını ele alır. Siber suçlar, veri hırsızlığı, dolandırıcılık ve diğer dijital ortamdaki yasadışı faaliyetler, ceza hukuku kapsamında değerlendirilir. Bu alanda devlet, suç işleyen bireylere karşı ceza uygulayarak toplumu koruma amacı güder. Ceza hukuku, hukuki süreçlerde daha sert yaptırımlar ve ceza öngörür.

Bu ayrım, bilişim hukukunun karmaşık yapısını anlamak ve dijital çağda yaşanan hukuki sorunların etkili bir şekilde ele alınmasını sağlamak açısından kritik öneme sahiptir.

SPOR HUKUKU

Günümüzde gerek ekonomik gerekse sosyal anlamda büyük önem taşıması sebebiyle, sporun vazgeçilmez bir parçası olan spor hukuku, gelişmiş ülkelerde hukukun ayrı bir dalı olarak kabul edilmektedir. Sporun doğasındaki hız ve değişkenlik gereği, spor hukuku da sürekli olarak yeni kural ve düzenlemelere ihtiyaç duymaktadır. Bu sebeple hukukun diğer alanlarına göre spor hukuku, çok daha dinamik bir yaklaşıma sahiptir. Bu yüzden güncel spor hukuku mevzuatının takibi büyük önem arz etmektedir.

 

Spor Hukuku Nedir?

 

Spor hukuku mevzuatının temel amacı, birbirinden farklı ve karmaşık yapıdaki oyunları her katılımcı ve oyuncu açısından eşit, adil ve kurallı bir yapıya kavuşturmak ve bu kurallara uyulmaması halinde de uygulanacak yaptırım ve spor hukuku cezalarını düzenlemektir.

bottom of page